diyorum ki, bence bütün bunları unutalım, ne diyorsun? yani benim ikilemlerim, temiz siyah külotlu çoraplarımda, kışın giydiğim yazlık elbisede, yazın giydiğim yeşil kazaklarda kalsın, sen bütün bunlara kız ama sonra unut, unut ki geçsin, tren raylarına atlamasın hiçbir kırmızı rujlu anna, aldatmak çünkü ne kötü, güzelleştirmiyor geceleri, verdiği haz, iki çatal karamelli pastaya benziyor, sonra yakıyorsun bütün bunları, yani ben yakıyorum, ben geride hiçbir kitap sayfası bırakmıyorum, okuyorum bitiyor, bazen hatırlamıyorum bile, bazen feci şekilde küstah, ne yaptığını bilmez halde dolanıyorum, bu benim işime de gelmiyor halbuki, ama zamanında bir kahraman bana sen acılarınla varsın demişti, sen onları bırakmak istemiyorsun ki sersem; ben evime kız arkadaşlarımı çağırmakta, gece sokaklarda muzip muzip gülümsemekte kararlıyım, sen onun kararını bile veremiyorsun, haklıydı da, ben zaten bu dünyada en çok haklılığa kızıyorum, çünkü bütün haklılıklar haksızlıktan!, sonra çünkü kimse bu çorap söküğünün başı nerde diye sormuyor, evlere kapanıyoruz, düşünmemeye çalışıyoruz, düşündükçe yağmur yağıyor, ıslanıyoruz, tersimize dönmeye başlıyoruz, sağ elimizle sol taraftan belimizi kavramaya çalışmak gibi, ki bulalım doğruyu, değil mi, sorulara cevap verilir çünkü, saçma sapan haykırmalara değil, duşun altında geçiyor bu düşünceler, vücudunu zorlarken, terlerken, acı çekerek ve tavana bakarak, çünkü aslında gerçek his kaybolmuş durumda, samimiyetle ne söyleyeceksek söylemiyoruz artık, son üç ayımızda gösteriyoruz yüzümüzü, kana bulanmış bir paris marzipan kafesi çünkü istikamet.
ata!, bak seni hapse attırdım, n'oldu, hiç, ben akşam bütün bunları unutmaya güzel ışıklı bir yerlere gittim, sarhoş da olamadım, ipek gömleğin kolları yırtıldı, güldüm, ışık devam ediyordu içimde, kaybetmemiştim heyecanı, en çok bu yüzden seviyorum zaten kaldırımları, ve sen o gece kirli çarşafların üzerinde, veya yerde, veya sırtına batan tellerin üzerinde uyudun, bu arada hala savunuyordun gamohlar'la kredi kartı ihlalcisi haklarını. özür dilemiyorum.
kaçamadım. var olun, güzellikler, güzelliklerle şekillenen teras katları, kocanı kaptırdığın esmer kadın, var olun, çünkü burdan geçiyor kaybolmak, hoşça kalın.
neler oluyor anlıyorum yavaş yavaş
YanıtlaSilbir de nasıl seviyorum seni söylemeden duramıyorum. Kır çiçekleri, mor, bir de reverans. Republiqten yukarı doğru yürürken kaldırımlar.
YanıtlaSil