bütün çocukları ileriye doğru adımlar atmaktan koru pan! ileriye doğru adımlar atmak çünkü sonradan kirli kaldırımların içlerine doğru derinleşen çukurlara benziyor, mesela bütün kaslarımızı uyuşturuyoruz, önce yorarak onları, yıllardır, aylardır hiç duymadığın bir acı duyarak gözlerinde, burnunda, ellerinde; yokluk duymak, acı; acıyı duyduğunu hissetmiştin yıllar önce, yazdı, öğleden sonra, arkadan toplamıştın saçlarını ve yatağına ilk defa dayamak zorunda hissetmiştin sırtını, birden, işte insanın hayatında en zor, çok zor anlardan biri; yapayalnız ve çaresiz, ama sıkışmış gibi, yani kimseyle paylaşamayacağın büyük bir ağırlık; gözlerini kapatmıştın, geçmişti sanki, temizlikle, sabunlarla, balkondaki eflatun çiçekler, güneşin batışıyla, eskiden beri burukluk veren tüm parçalar iyileştirmişti seni, yıllar sonra, hiçbir şey umrunda değilken, saçların bal rengi, gözlerinde keyifli bir yorgunluk; nereden bilebilirdin birden öyle bir yokluk hissedeceğini, kendin istemişken, kendin terk etmişken şehirlerini, bir pisliğe dalmış, desenli halıların üstünde tanımadığın insanlarla dans etmiş, gözlerini kapatmışken, birden, bir anda çok uzaklardan gelen bir yokluk, nefes alıp vermekle geçmeyen, uykusuzlukla bölünemeyen, geçici sıcaklıklarla derinleşen, çamur rengi sıvılarla silikleşen, karla örtülen, ıslanan, eğlendiğinden mi ağladığından mı bilemediğin çığlıklarla gelen, giden, yokluk; hiçbir şehir seni beklemiyor artık, deniz kıyıları dalga geçiyor yüzündeki ekşilikle ve artık yalnız dalgalanacak saçların, uzayacak, ve kaş'ta elindeki limonlu cinlerle güneşi batıran insanları fareler kovalasın isteyeceksin, 101'den çıkamamalarını, yok olmasını insanlığın ve sadece ahşap masaların kalmasını; kıvranacaksın, seni sevenler, dizlerine kapananlar, bütün vücudunu şebboylarla kaplamak isteyenler var diye, ve sen yapamıyorsun, aldatıyorsun kendini ve herkesle evcilik oynamak istiyorsun diye, salt kendini kaybetmenin verdiği ve vereceği hazla yaşamak istediğin ve sabah temiz ve ağrılı uyanmak istediğinden; kıvranacaksın, bütün vücudun kasılacak, devamlı laktik asitle dolup taşan kaslar, hiç büyümeyen gözler, kasılacak ve açılacak, bir küçük lamba yanacak ve bütün aşklar aydınlanacak: unutulabileceği gelecek gözlerinin arkasından bir ışıkla beraber ve pan, o çirkin, suratsız, kırmızı yıldızlı şey sürükleyecek seni odalardan başka odalara, başın dönecek, gidip geleceksin maziden, sarı duvarlı, eski sevgililerle dolu kolilerin olduğu eve, kapayacaksın gözlerini, ayrılacaksın.
Salı, Nisan 27, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder