sevgili isviçreli bay,
o dünya başkaydı, ve bisikletlerle tanışmama sen ön ayak oldun. iyi mi yaptın bilmiyorum, kendimi kaybettim, sonra bulamadım, buldum sandım, tekrar buldum sandım, bu sırada yapraklar dökülmeye ve yağmur yağmaya başlamıştı, beş kere iki büyükçe bir çantadaydı, kendim miydim emin değildim ama kalbim kesinlikle daha hızlı atıyordu. dar yokuşlardan aşağı yürümek ve eve varmak için saatlerini yollarda geçirmek, yerden yayılan ısıyla çıplak ayakla dolaşmak ve deterjanın büyüleyici etkisini keşfetmek hayalin bir parçasıydı, sonra gerçek oldu, ve gerçekliğe dayanmadı çift dikiş bünye, ve tabii bunlar salt mazeret güçsüzlüğüme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder