Perşembe, Eylül 23, 2010

küçük ikame


küçük düşüncelerin ve küçük insanların sakinlikleri ve cahillikleriyle savaşmada, saçlara kırmızı kurdeleler bağlamada, insanlara bakmakta, kavgalarda ve sözlere inanılan anlarda; saçlar kesilirken ve uyuşurken bünye, tanıdık odalarda başka suratlar varken ve dünya yine de, yine de akarken, ne acı düşünün; çınarlarla ve eski arkadaşlarla samimiyeti kaybetmişken ve bütün pembeler acıyken ağzında, günler geçiyor; montmartre'da küçük gri kepenkli büfe seni bekliyor ve ayaklarının dibindeki kaldırım kayıyor yavaşça. sen sokaklarda uzun saçlarla ve unutmuşluğun verdiği huzurla gezerken yıllar yıllar önce ve başkayken bütün düzen, kimseyi dinlemek zorunda değilken ve beklemek gerekmezken dünyan sana geri gelsin diye, blanche'da rüzgar eserken yağmurdan önce, bütün kadınlar senken ve üzerindeki lacivert elbisenin dantelli yakası upuzun gösterirken kaslarını, notlar tutmuyordun bırakılmışlıklar için o zaman, akasyalara bakıp sabah kahvaltıları aklına geldiği için ağlamıyordun, daha mı güzeldi, kim bilirdi, belki de sen hakikaten kimseyi hak etmiyordun çünkü kimsenin saçları seninki kadar kızıl değildi.


bir gece içeri girdiğimde, kahverengi sıvılarla kendimi kaybetmek zorunda kalacağımı, her zamanki gibi keyifle ve isteyerek değil, buna zorunda bırakılacağımı düşünmek, uyuşmak ve görmemek için; bu ciğerlerimde ve bileklerimde hissettiğim acıya kıyasla pembe tüller gibi kalıyor küçük aptal kızların mavi kot pantolonlarının üzerine giydiği.


küfretmek ve durmak, saldırmak ve sakinleşmek, içindeki keskin pırıltıları kaybetmek, kayboluşun ve kaybettiğinin yanında bir mana etmiyor. güneş sokak'ta balkonda minelerle o köhne ev seni bir gün içinde oturmaya bekliyor tek başına ve küvetten kanlar akarken; huzurun esamesi okunmuyor, yataklı trenlerin ranzalarıyla ağlıyorsun, kitapevlerindeki beyaz kadehlerle, küçük duş kabinlerinden gelen sıcak sularla, üzerinde aşksız sevişilmiş turuncu çarşaflarla, düşünerek ve duramayarak ağlıyorsun, günler geçmiyor.



2 yorum:

  1. İhtiyacım olan hemen her şeyi, gözlerimi, ellerimi, çarşaflarımı, perdelerimi, hepsini işte hepsini, bir araya getiren bu yazıya ve bu yazıyı bir araya getiren bu yazara selâm olsun.

    YanıtlaSil
  2. bu blogun gizli bagimlilarindanim, aylardir ?

    bagimlisi oldugum tek blog. ayrica cok gizemli bir blog.

    okurken asik oluyormusum gibi kalbim carpiyor yazilanlar yuzunden sanirim.. egoist bir blog !

    YanıtlaSil