hissedemediğim yakınlık,
duyularım açık,
alabildiğim tüm acıyı içime doğru
içime doğru çektikçe dokunduğum yanıklık,
kokular, üstünlük, kazanılma, yaver giden şanslar,
yollardan ayrılan hayvanlar, bırakılanlar,
kaybolan ışıklar, gözlerde parlaklıklar,
his kayıpları, hissizlikle gelen körlük, sağırlık,
yerle bir edilmiş,
çaresiz ve durgun bir zeka,
gel - geleyim, git - gideyimlerle
geçen,
teklifler, dersler, tokatlarla yoğrulan,
utanmayan, rezil olan, saldırgan,
kızgın yağa atılmış
yanan,
sürekli yanan ruhum.
Kar yağarken çatısı akan bir evde işsiz,parasız,terk edtmiş birini ve tanrı tarafından terk edilmiş gibi ve geri kalan herkes tarafından,elim kitaplara uzanmaz,dostoyevski bile beni anlamaz haldeyken google da bişiy ararken kendimi birden burda buldum,okudum,okudum,okudum daha sabah benım ıcın yenı uyandım zanax etkısınden uyanamadım kızarmıs ekmekleri hep yakarım ben ayarsızım zaten ezelden öyle yatagın içinde,yorganın altında,kendimin dibindeyken okudum işte yarın doğum günümken ve ben dün terk etmeyen kımler kaldıysa onlarıda kımselerıne kovalarken ve 30 oluyorum a.k neyi kutlayacaz derken ve sevdiğim tüm kadınlar 30 varmadan öldüğünden ölmeye yaşamaktan meyilliyken okudum işte ve nerde bu kadın atlasam gitsem yanına öyle sabahlara kadar anlatsa ben dinlesem dönsem gelsem o güzel adamların kanını öyle güzel güzel akıtsak birlikte....çok saçma biliyorum...paralel bir evrende kesinlikle çok yakındık...
YanıtlaSilhep seni okuyorum.
YanıtlaSil