sekiz buçuğu yirmi geçiyor. tam şu dakikada küçük detaylara fazlaca takıldığımı düşünüyorum ve gitgide başımın dönmeye başladığını. hayat kocaman! kocaman pembe açelyalarla, geri dönüşleri olmayan gitmelerle, kapı çarpmalarıyla dolu. insanların rengi, hayvanların çığlıkları, koşturmacalar, sakinleşmeler, birbirine karışıyor. bütün hayatları bir araya getirip metropolitan'dan fırlamışçasına mütevazı bir şaşaası olan bir resim oluşturmak için hem bu büyük hayatlardaki küçüklükleri, kadehleri, ilaç şişelerini, hezeyanları -ki yapılamayacak derecede korkunçtur geceleri gelenler, ayak bileklerini yadsımak, hem de tüm bu çirkin suratları, beyaz kargaları, yeşil sahaları, adı hüzünle biten tüm heceleri önemsemek, en azından anımsamak gerekiyor. gariptir, kişilik bölünmeleri yaşıyoruz en güzel parçamızı yaratacağız diye, tanımlarla, hastalıklarla uğraşıyoruz, üstüne üstlük bir de anlatmaya, inandırmaya çalışıyoruz, eteklerimiz buruşmasın, uçak biletlerimizin opsiyonları yandı-bitti-kül olmasın, piknik sepetlerimizin içinden çıkan solucanlar kötü yürekli taraflarından uyanmasın diye, küçük kuzenler üzülüyor, mutfak tezgahına vuran koyu sarı güneş ışığını kaybetmeye, tam bu sırada kadehler pembe şaraplarla, kaseler çiğ bademlerle dolmaya başlıyor, aynalar parçalanıyor çünkü kaldıramıyorlar bunca tatmini ve nefreti, şarkılar hep bölünmekten kaçalım! diye bağırıyor, kimisi yavaş, kimisi teneke sesleri çıkararak, küçük veya büyük müzikler yaparak!; birbirine zayıf kalmak için yakınlaşan, yüzlerinde sanat ve sanatçının durgun tebessümünü barındıran! insanların bulunduğu tarihi apartmanların modern dairelerinde, gül kurusu duvarlı, ortasında kaş antik tiyatro'dan -ki güneşin batışını seyredin orda, sarhoş olun, çalınmışçasına beyaz sütunlu odalarda yapılan muhalif müzik -ki muhalefet zaman geçtikçe yıkıp yerine ne koyacağım sorusuyla, insanın sırtının en ulaşamayacağı yerinin kaşınması duygusu uyandırıyor; sonra hayatın kendisi, tüm azmi ve tüm ahalisiyle yine, hep aynı sokaklarda, kızıl renkli köpeklerin salyalarında, gece uyunamayan dakikalarda, soğuk duvarlarda, bölünün! diye bağırıyor.
yankılanıyor çığlıkları aslı'nın kaleminde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder