Çarşamba, Şubat 29, 2012

7,5

büyük yanılgılar, küçük adamlar, sığ bataklıklar ve bataklıklara adımlarını attıkça aslında boğulduğunu değil, derinleştiğini duyan kalabalıklar eşliğinde sürdürüyorum hayatımı; belki de tüm hislerin kırılan kadehler veya tüyleri dökülmüş papağanlar gibi giderek yok olmasının sebebidir bu; küçük adamcıklar, küçük kadıncıklar, minik, avuç içlerinden kayıp giden, aşağıya doğru kayarken, düşüp parçalandığında sesleri bile çıkamayanların koşturmaları, bağırış çağırışları ve tepkilerindendir belki; alnımda, burnumda, yüzümün her bölgesinde durduk durmadık yere çıkan çizik ve kesikler; durduğum ve yaşamadığım halde hayatın, en özünden, içimden, organlarımdan çıkmak istemesi, dayanamaması bunca sakin, korkusuz ve sessiz benliğime; yaratılmaya çalışılan manasız yaşamlardan midemin bulanmasıyla gelen durgunluk ve tam da o yaşamın yine de hınç ve heyecanla kusmak istemesinin izleridir kendini; vücudumun her tarafında çıkan kıpkırmızı yaralar, iltihaplar ve çizgiler. ve salt bu yüzden, kendimi kaybediyorum bu saatlerde, gözlerim devriliyor, boynum ve kasıklarım acıyor; önümde boylu boyunca uzanan ahşap zeminin ve renkleri solmuş halının üstünde başları kopmuş hamam böcekleri gibi kımıldayan ve süzülen bu kahverengi kıskaçları dehşetle izlerken.

1 yorum:

  1. nasıl bir ruh hali içerisindesin acaba ...ve nasıl birisin.sadece yazdıklarına hayran bıraktın beni

    YanıtlaSil