mesela tüm bayram harçlıklı ve anneanne çorbasıyla restore edilmiş too young to hold on insanları, sizce bir demet açelya her daim pembe kalabilir mi. mesela her güneş açtığında sulanırsa ve her güneş batışında yanında oturan hırkalı kız çay içip portakal kabuklu kurabiye yerse. bir demet açelyanın hiç solmaması, iki gram başını bile bükmemesi mümkün müdür? bu açelya hep pespembe, yaprakları hep sulu ve yumuşak olarak mı kalacaktır, yoksa pembe taç yaprakları her doğan güneş ve gökkuşağından sonra biraz daha morlaşıp geldiği yere geri dönüş hazırlığı mı yapacaktır.
yani kanaatimce sevgili art niyetsizler, bu açelyanın her daim pembe kalabilecek olma olasılığı imkansızdan çok sıkıcıdır da. bir açelyayı her trafiksiz sabah sulamanın, ona iyi bakmanın ve ona gülümsemenin nedeni bir gün boynunu bükeceğinden duyulan müthiş sahiplenme duygusu, bir de konserve değil, taze limon dilimleriyle yapılmış limonlu tart hassasiyetindeki korkudur. yani bence freşmedovsda on beş katlı tuğla bir apartman dairesinden kendini aşağı bıraktırabilecek enginlikte bir korkudur bu, açelyanın bir gün solacağı endişesi. bu endişe e sol da rahatlıyayim bari' dedirtmemeli, tersine yanında daha fazla şekerli çay içirtmelidir. açelyalar pembe midir. misk kokusunun manası nedir.
sevgiler. kuşburnu reçelleri...
Salı, Ocak 13, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder