Pazar, Aralık 13, 2009

çok geç olmadan



çarpan her dalgayla biraz daha büyüyor yara. kötüleşiyor, aşkın önünde anlamını yitiriyor, takip edilmesi güç hamamböcekleri gibi, veya çok sevdiğin kitap aralıklarını kaybetmekle, çarşafının içinde bir yerlerde biriken tuzlu su damlaları, limon çekirdekleri, ışıkların rengi değiştikçe kim olduğunu ve kimin tarafından sevildiğini hatırlayamamak, nefretle dolmak, hemcinsine tiksintiyle, günlerinin güzel evlerde yenilen güzel yemeklerin atıldığı leş gibi kokan çöp bidonunun çevresinden dolanmasıyla daima, bütün organlar pırıltılıyken, sadece kötü kokular almak, sadece bulutların üzerindeki kir tabakasını düşünmekle, ve bütün parmaklıklara demir sopalarla saldırmakla şekilleniyor. bağırmak elde değil, yıllarca evveline geri dönmek, yeniden yaratabilmek yaşamayı, haksızlığın nerden doğduğunu anlamak, bulup çıkarmak o kocaman kıpkırmızı bir baykuş kalbine benzeyen duyguyu, ve kurtlarından arındırmak, yeniden doğmak yani, kalbin çarpmadan her nefes alış verişinde, hastalıkları düşünmeden ve yalnızlığı, sadece severek ve aşkla, bir bedene duyduğun aşk, manası bilinmeyen sıfatlara değil, yeniden en başından başlayabilmek, kadınlarla ve erkeklerle, intikam doğmamışken daha, küçük bir çocuk gibi şarkılar söyleyerek, ölü doğayı kurtarabileceğini hayal etmek, hayaliyle sevinmek,

1 yorum:

  1. deniz türküsü değil mi evet..
    yahya kemal

    lemi-lime-limon-yeşil-fotka-cin

    YanıtlaSil