Perşembe, Mayıs 06, 2010

yalnız şarkı için harun tekin'e teşekkür


insanlar geçiyor gözümün önünden, onlara yaklaşamıyorum, onlardan uzaklaşamıyorum, kanım akıyor mu turgut dede! sana soruyorum, bilemiyorum, birilerinden sevgi almak ve onlara sevgi vermek ne kadar zor, gözlerini kapatmak ve alışmak geçmişe, geleceğe, duş kabinlerine, işe gidilmeyen yavaş sabahlara ve baş ağrılarına; mutluluğu denize attılar, vapurlar geçirdiler üzerinden, kadehler tokuşturdular, karılarını aldattılar küçük ve sade kadınların flüt bardaklarıyla, gülüşleriyle, hayata alışmaya çalıştılar; mutluluk boğuldu, nedenini bilmeden kimse ve sormadan yağmurlu ankara sabahlarına, güvercin seslerine; doktorlara gidildi, kalplere, ciğerlere bakıldı şeffaf kağıtların arkasından, küsüratlı gramlar çıktı kandaki oranlardan, kanser yükseldi ve öldürdü; bildik unutulacağını, zamanın iyileştirici olduğu ve çivi ve tahtalarla ilgili hikayeler duyduk, gülmedik sadece durduk, hikayeler bitti, o yüzden deniz kenarlarına gitmek istedik rüzgarlı havalarda; huzurun arayışı, dişlerinin gıcırdaması; kalbinde hissettiğin bütün kötü niyetleri zehirli elmalar tutan ellere yansıttık, hiçbir şey bitmedi, yeni de başlamıyor, kişisel konuşmaya alışamıyoruz!, kendimizden bahsetmek ne kadar zor, akasyalardan bahsedip sonra bilemediğini söylemek, aynı hayatları yaşayıp, aynı üzümlerden meze yapıp, aynı teraslarda sarhoş olsak da kesişemiyor bir türlü çizgilerimiz, yalnız kalıyoruz, unutuyoruz, huyumuzla sözümüzü, gözlüklerimizle bağımlılık eşiklerimizi dengede tutmaya çalışıyoruz, insan olmaya çalışıyoruz, mutluluk ölüyor ve bihaberiz nefessizliğinden, her gece daha da tehlikelileşen, katilleşen sokaklardan da anlamıyoruz, aptallaşıyoruz, sersemliyoruz çünkü, başımıza gelen bütün hikayelerin bir nedeni olsa, her yuvarlak masada konuşulanların bir manası, her ıslaklığın bir çaresi, daha görünür kılsak savaşımızı; belki birlikte yürüyebilirdik gerçekten, herkes hissettiğiyle yaşardı ve yalanlar olmazdı.


şehirlere gidilseydi, gülünseydi, ve unutulsaydı vücudun tembelliği ve ciğerlerin kiri.

Çarşamba, Mayıs 05, 2010

3


çok bilenler hep çok sakin olacak ve kalabalık, tüm lokmayı yutmuş, noktayı koymuş; sen hep yarım yamalak, geceleri hep kıyamet ve sesin hep çatlak, ki iyi olmaya adamışken aşk kendini, bilmez ki bu daha da kötüler seni, terazilerden anlarsanız.

Salı, Mayıs 04, 2010

2


gelecek asla pembe güllerle, fümeyle doyulan balkon masalarıyla dolup taşmayacak, velakin senin her yerde dudaklarını ısıracak kadar yalnız olduğunu, kaltaklığından anlayamayacak aşklarla dolu olabilecek; haksızlığından ve hastalığından kuruyacak bütün yediverenler.

Pazartesi, Mayıs 03, 2010

1


çok hayatlar eskittik ve çok laflar işittik, çok kadınlar gördük iyi ve iki yüzlü ve çok erkekler, yatan ve kalkan ve ebediyen haklı olan.