Salı, Nisan 12, 2011

bilmukabele, ben de.

fazlaca bekleyince karşındakinin kafasına
büyükçe bir
örs
düşsün ve gözleri yatak çarşaflarının karanlığına doğru aydınlansın;
kollarını sonsuza kadar sana, ve salt sana,
açsın, veya
tüm çamaşırları sokak köpeklerinin uyuzdan yavaşlamış kuyruklarına doğru
fırlatsın
ve gitsin, sonsuza dek, kapatsın kapıyı,
ve soyunmayın birlikte bundan böyle,
diye,
ve susunca,
o gülerken ve laflar tükürürken sana,
geceye, ve, içine doğru bir adım atıyorsun;
ne kadar kirli olsa da bu adım, ne kadar ıslak,
bir adım atıyorsun, atacaksın belki, ve içeride,
o kadar duyulmayacak,
yokluğun, kadınların, aşkın ve iniltilerin sesi;
rahat ve
yalnız
olacak;
belki.