Salı, Eylül 14, 2010

eylül


oya,



çok acı oldu, dilinin yanması veya gözlerinin uyuşması, saçlarının kısalması, inancının ve kuvvetinin, farklılıklarının bejleşmesi, ruhunun ezilmesi, çiğnenmesi, güzel gözlerinin, sırtının düzleşmesi, eğilmesi, ankara'nın devasa ovalarında bağıra çağıra, çığlıklar atarak yürürken ortada bir yerlerde durması vücudunun, edilen güzel sözlerin alıntılanamaması, duyulmaması kimseler tarafından, aklının kırmızılıklarının, sıvıların, gellerin ve gitlerin, bütün çizgiyi aşmaların hüküm giymesi, hapis, karanlık, içinde koskoca kristal aydınlıklarla, karanlıkta, çıplak ayak, dakika başına on bir düşünce, beş vazgeçiş, altı geri dönüş, sonrası hep ıslak.

1 yorum:

  1. içinde koskoca kristal aydınlıklarla- işte beni yakalayan imge.
    derin çocukluğumdan, yoksul bi' dönemden bir yara, renkleri hala canlı bir durum, bir güçlü duygu: kısa şortlar tişörtler giymiş sarışın, vakur ve canlı kızların dünyasıyla benimkinin, diğerlerinin dünyasının uyumsuzluğu.alsancak çocukları. aslında yakıcı olan vakar değil kibirdi.
    ıslaklık bazen yatıştırır.
    fotodan yola çıkarak fernand braudel'e gidilebilir.
    izmir'de sonbahar gecikir.

    okanduman

    YanıtlaSil