Çarşamba, Eylül 21, 2011

i

elindeki kağıdı sıkı sıkı tutarken gözlerini karşı dairenin kapısına dikti, ahşap kapının duvarla birleştiği kısmı hafifçe zorlanmış gibiydi, içerden mavi bir aydınlık geliyordu, apartman yeni verniklenmiş taş zeminden gelen kokuyla dolmuştu. kapıyı kapatıp, saçlarını kulaklarının arkasına attı, adam gazete okuyordu, kim diye sordu. yanına gitti, köpek kalorifer kapaklarının üstüne çıkmış, solmuş akasyanın yapraklarını koparıyordu, kağıdı avcunun içinde buruşturup kafasını salladı. masanın üstünde sallanan avizenin tavana tutturulmuş kabloları aşağıya doğru sarkıyor, oda güneş almadığı için soğuk ve mat parlıyorlardı, yutkundu; içinden kristaller döküleceğini dileyerek ağzını açtı fakat ses çıkmadı, midesinde nilüfer çiçekleri büyüyen kadınları, kapanan bavulları, kirli sepetine atılan çamaşırları düşündü, adam yüzün niye sarardı diye sordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder