Salı, Şubat 14, 2012

5

kıza bakmaya devam ediyordu, gözlerini kıpkırmızı örümcek ağı şekilli yaradan ayıramıyordu, sormaya çekinmekle yarayı tırnaklarıyla kazıyıp altından ne çıkacağının merakı arasında gidip geliyordu. devrilen şişeyi kaldırdı, kahverengi çamurlara ve kızın siyah çoraplarına kırmızı lekeler bulaşmıştı. hafif yana yatmış başını avuçlarının içinde tutmaya devam ediyordu, kızın gözleri açık ve saydamdı; bayılıp yere düşmesi veya tanımadığı insanların başında toplanmış olması, bacaklarında kırmızı bir ıslaklık hissetmesi veya ceketinin üzerinde dolaşan kurbağalar onu pek şaşırtmışa benzemiyordu; parmaklarını gözlerinin altındaki ince deriye götürdü, derin bir nefes aldı. güneş ışıkları zayıflaşmıştı, açık renk bir aydınlık kaplamıştı gölün çevresini ama kızın uzandığı zemin karanlıktı.

kızın dudakları kanamaya başladı. ağzını açtı. midesinin sol tarafındaki dar boşlukta büyükçe bir ibicella büyümekte olduğunu, karnının acıktığını veya açık havada kısa bir gezinti yapmak istediğini söyler gibi sakin ve donuk bir ses tonuyla fısıldadı. şeytanın kıskacı diye tabir edilir dedi şezlongtan fırlayıp koşan adamlardan teki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder