Perşembe, Şubat 23, 2012

6,5

düşündüm de büyükçe bir yokluğun içinde elimde birkaç bavul beklemektense, bavulları kaldırıma bırakıp, koşmaya, üzerimdekileri yırtmaya, tüm sıfatlardan, delilik için uğraşılan tüm dakikalardan, boşuna, ve hatta komik çabalardan kaçıp kurtulmam - ne de olsa kendimden kaçamayacağım ya; yine de koşmam lazım; midem bulanıyor çünkü tutunamayanların diğer tutunamayanlara yakıştırdığı tüm sokak ağızlarından, yakıştırıldıkları isimlerle ayakları yerden kesilenlerden, cinselliklerinin darlığı, kalınlığı, organlarının kıvrımları, kemiklerinin şekilleriyle, gözlerine bürüdükleri ciddiyetler, ağızlarındaki ağrılı sözler, ellerindeki boyalarla değiştirdiklerini sandıkları şehirlerle; uyumamanın, duygudan kopmamanın, arkasındaki boşluk ve uydurukluğa rağmen salt farklılık yaratmak, öncü ve yenilikçi olmak uğruna kabullenilen, üstüne üstlük bir de kadeh kaldırılan akılsızca düşüncelerle yaşayanlardan, ayakta durduklarını, uyumadıklarını sananlardan, bir de küstahça duran ve bekleyenleri küçümseyenlerden bulanıyor; o kadar çok bulanıyor ki bu yerde yatan kadınla sevişmek, bacaklarını kendime çekmek ve kahverengi vanilya çubuklarıyla kazımak istiyorum dizlerine; insanlıktan çıkmak, susmak ve birer tabut yapmak için uyanmasını bekleyeceğimi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder