Çarşamba, Ağustos 20, 2014

rio - 21

oynama fazla, kıpırdama. söz vermiştin. oynama, dangalaklık etme. saatler çalıyor, tren tangırtıları geliyor, broş göğsüme batıyor, şeytanın üstümdeki ağırlığı aynı kuran'dan fırlamış ateş dağları kadar baskın, kamaraya girdiğimiz andaki o küf kokusu, elindeki rus votkasından yükselen kesif aroma, uzun parmaklarının arasında tuttuğu küçük, çirkin bedenim, giderek şiddetlenen silleler, bütün gün kurumuş ot koparan ve beyaz atletinin içinde vıcık vıcık terleyen o maskeli adamın başarısız öfkesi üstümde, kollarımda, artık kanayamayan burnumdaki küçük hücrelerde, zemindeki ayak izleri, vacio'nun çaresizce izleyişi, tren tangırtıları, tekrar, tecavüze uğradığımı dahi anlayamayacak hale gelmiş beyin kıvrımları, bulantıyı anlayamayacak kadar düzleşmiş bağırsak kıvrımları, nefes borumla midem arasında haftalardır, aylardır biriktirdiğim engin okyanuslardan gelen mavi balina öfkesi.

2 yorum:

  1. keske bu blog sonsuza kadar devam etse ve ben de birkac yildir yaptigim gibi ara sira okuyup duslere dalsam..

    YanıtlaSil