Çarşamba, Şubat 11, 2009

kırmızı biber diyalogları


yine duşun altına girdi. ne yaptığını anlayamıyorum. sylvia diye birinden bahsediyor, kolyelerini çekiştiriyor, bütün bunları yaparken yapraklar yapraklar diye sayıklıyor, orta dünyanın denizlerine açılmak, uzaklara gitmek, uzun pelerinler giymekten filan bahsediyor, ne düşünüyorsun saçma bir soruymuş, cam çiçeklerini sulaması gerekiyormuş, tarih boyunca yapılan bütün sahtekarlıklar pp saatleriyle ödüllendiriliyormuş, bunlara çok kızıyor, yani gerçekten sinirleniyor, şu ünlü beyaz kale'nin içine hapsetmişler kendisini ve her gün elmayla besliyorlarmış gibi sinirleniyor, ilkel bir hastalık yüzünden ölecekmiş gibi ve son günlerinde her gün rosto yiyip şişelerce şarap bitimek istermiş gibi, virgül kullanmayınca anlayamıyorum, akasyaların solmadığından, ve her tavrın periyodik tablodan kendine bir element seçmesi gerektiğinden bahsettikçe, ve bu arada sızlanması da cabası, geçenlerde öyle komik laflar etti ki, yani insan dizlerine doğru eğilerek ağlamak ve gülmek arasında gidip gelmek istiyor bunları duyunca, hayatı ciddiye alıyor, güzel bir şey bu, sırf bu yüzden a ve b noktaları arasında gidip gelirken yürüdüğü kaldırımın yanlarında mor çiçekler açtırabileceğine inanmasını beklerdim, mucizelere, cadılara, ne de olsa hayallerinden bahsedip duruyor, tam olarak anlayamadığım sokak isimleri sayıyor, bu sırada önündeki su dolu bardağa bir c vitamini tableti atıyor, yüzünü ovuşturuyor, tam karşısında, masada oturuyorum, tabakta iki parça peynir durduğunu görüyorum, ne çok severek almıştı, şarküteri camlarından ve paradan bahsetmişti, bir insanın sinirleri bu kadar ani boşalabilir mi, tacizlerden bahsediyor, gizdüşümü diye bir şeyden, erkeklerin mal olduklarından ve kadınların da mal olduklarından, parmaklarıyla oynarken kendimi de katıyorum diyor, iki parça peyniri ağzına atıyor, birden neşeleniyor.


izlemek acı mı veriyor, birlikte sıcak suyla dolu güzel kokan bir küvete girme isteğini mi, başbaşa geçirilen bir tatili mi anımsatıyor, yoksa benim onu yalnız bırakıp gidişlerimi mi, bilemiyorum, bütün renklerin birbirine karıştığı küçük bir yerlerde yaşıyor ve gerçekten hiçbir şeyin kıvamını tutturamıyor.

3 yorum:

  1. charlie chaplin komik adam. gitmiş kişisel şaka olsun diye bir memlekette "charlie chaplin yarışması"na katılmış ve biliyor musun 8. olmuş!

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. zordur kıvamı tutturmak...

    YanıtlaSil