Çarşamba, Ocak 14, 2009

cuma kelebekleri sendromu

aldığım eleştiriler eğrisinde bu sabah sosyete pazarlarında satılan rengarenk tshirtlere benzeyen ve iki buçuk gün sonra rengi atan, öğle yemeklerinde olviitkrspiy entel kahvaltı tribiyle lavaşkiri gülen ineği yedi diye kendini sofielısbekstır sanan kadın kısmından bahsedilecek. (edit: kahvaltıda simit çerkez peyniri, öğlen yemek yeniyor tanrım! ve akşam sosisli pizza statüleşti kadınlar! yiyin modern olun,) (edit2: zeynep'i küstahlıktan kurtaralım operasyonu)

efendim bunların hayranı çok. (?) vallahi kıskanıyorum küçük avrillaviyn suratlarını ve kamelya rengi rujlarını. fakültenin önünde söğüt ağacının altında oturup kendi kendime acı kahveye dört papel (?) bayıldığım için hayıflandığım, pantolon askılarımı düzelttiğim ve denemelerime (?) devam ettiğim badem çiçeği kokulu güneşli günlerde bu hatunlar bunların diğer yarıları olan fıreşmın adamlarla -ki miuccia seninle avokadolu krep yiyip dertleşmek istiyorum sabahlara kadar- kıymalı makarnalarının kaçta kaçını yiyecekleri konusunda tartışmalara başlıyorlar, sanat sepetlikten dibe vurmuş durumdalar ve hala dağıtmaktan (edit: sevgilim tekrar söylüyorum bu yaşlılık sendromudur işte. i am a model i don't eat'tir filan) korkuyorlar, kırmızı arabalarının (üçotuz ohye) koltukları şekerli, tatlı ama seksi kız (bunun bir açıklaması olmalı) parfümlerinden kokuyor.

hayatı çözmüş bunlar hocam. ye iç. sevişeme.

sevgiler

8/8/08, cuma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder